Whatsapp İhbar Hattı0537 893 2727

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele HKÜ’de Anlatıldı

Hasan Kalyoncu Üniversitesi Kadın ve Aile Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne bağlı Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) işbirliği Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Eğitim Semineri düzenlendi

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele HKÜ’de Anlatıldı
6 Aralık 2019 MyGaziantep

25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında düzenlenen
seminerde, 6284 Sayılı Kanuna göre; toplumsal cinsiyet eşitliği, kadına yönelik şiddet, erken
yaşta ve zorla evlilik konuları, ŞÖNİM Psikoloğu Gamze Nur Toraman ve ŞÖNİM Sosyoloğu
Rojbin Dayıoğlu tarafından anlatıldı. Kadınlara yönelik şiddetin; sosyal, psikolojik ve siyasal
yaşamda temel sorun olarak anlatıldığı programa, HKÜ Öğrencileri yoğun ilgi gösterdi.

“KADIN HAYATIN YARISIDIR, YARIM KALMA”

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı sloganıyla konuşmasına başlayan ŞÖNİM
Sosyoloğu Rojbin Dayıoğlu: “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, kadına yönelik şiddet
bir insan hakkı ihlali olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadınların sosyal, psikolojik ve siyasal
yaşamda, bazı sebeplerden dolayı yer alamamalarına fiziksel ve ruhsal sağlık sorunları
yaşamalarına, hatta sakat kalmalarına ve ölümlerine sebep olmaktadır. Bu durum coğrafi
sınır tanımaksızın varlığını sürdüren toplumsal bir problemdir. Şiddet bir insan hakkı ihlalidir.
Hiçbir haklı gerekçesi yoktur. Sosyal bir problem olarak karşımıza çıkan şiddete yönelik
bireysel sorumluluklarımız vardır. Sorumluluklarımızın temelinde; küçük yaşta ailemizden
tarafından edindiğimiz cinsiyet kalıp rolleri, toplumsal alanda kabul edilen toplumsal roller,
kalıp yargılarla baş edebilmek ve olumsuz şemaları değiştirebilmek var. Kadın hayatın
yarısıdır, yarım kalma” dedi.

“ŞİDDETİN HİÇBİR HAKLI GEREKÇESİ OLAMAZ”

Şiddet hem toplumsal hem de bireysel olarak bir sorun olduğunu söyleyen ŞÖNİM Psikoloğu
Gamze Nur Toraman ise: “Şiddetin hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Eğer ki bir gerekçe
sunacak olursak bize bunu temelinde birçok neden sunulmakta (ekonomik, sosyal, kadın
erkek güç eşitsizliği, cinsiyet eşitsizliği ve erken yaşta evlilikler Bunların içinde en önemli olan
cinsiyet eşitsizliği ve erken yaşta evlilikler karşımıza hem aile içinde şiddetin nedeni hem
sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Şiddetin engellemesini istiyorsak çocuklarımızı
temelde hümanist, insan onuruna yakışır bir şekilde yetiştirirsek aile içindeki şiddeti de
önlemiş oluruz. Çocuklarımızı, kadın ya da erkek olarak değil de ,insan olarak yetiştirirsek bu
sorunları büyük ölçüde aşmış oluruz. Bizim bakanlık olarak sloganımız, güçlü kadın, güçlü
aile ve güçlü toplum” ifadelerini kullandı.

Yorumlar (0)

Yorum Yaz